TÜKETİM TOPLUMU YANILSAMALARI

Jean Baudrillard ve Tüketim Toplumu

2007 yılında hayatını kaybeden Fransız düşünür ve sosyolog Jean Baudrillard ortaya attığı ‘’Simülasyon Kuramı’’ ile adından sıkça söz ettiren bir filozoftur. Medya teorisi, postyapısalcılık, felsefe ve postmodernizm alanında yaptığı çalışmalar ile dönemin en çok dikkat çeken eleştirmenlerinden birisi haline gelmiştir. Tüketim üzerine yaptığı tespitler ise daha 40 – 50 sene öncesinden kitlelerin başına gelecekleri tahmin eder niteliktedir. Yaşadığımız çağın bize sunduğu medya ve kitle iletişim araçlarına dair eleştirileri oldukça çarpıcı olmuştur. Günümüze farklı bir açıdan yaklaşan ve aslında bir simülasyon evreninin tam ortasında olduğumuzu ileri süren Baudrillard, kavramların içinin boşaltıldığını ve artık gözümüzle gördüğümüz her şeyin kendi sonsuz döngüsüne girdiğini belirtmektedir. Artık hiçbir şey gerçek değildir. Sadece gerçekliğin bir imajıdır. İnsan gün geçtikçe düşünme yetisini kaybeden bir canlıya dönmektedir. Düşünme ve karar verme mekanizmalarını teknoloji sayesinde televizyon veya gazete gibi kitle iletişim araçlarının reklam kokan ellerine teslim etmiştir. Teknoloji insanlara daha rahat bir yaşam vadederken, aynı zamanda bu konfor ile insanların derinlemesine düşünme özelliklerini yok etmektedir. Birey zamanla tembelliğinin esiri olmakta ve sadece tükettiği nesneler ile sahte bir mutluluğu elde edebilmektedir. Bu Simülasyon Evreni’nin içerisinde savaşlar, açlık ve tuvalet kağıdı reklamı insanlar için birbirinden farksız bir gerçekliğe evrilir. Baudrillard’a göre: ‘’Birey, televizyonda Sudan iç savaşını, herhangi bir tuvalet kağıdı reklamıyla aynı duyarsızlıkla izlemektedir. Televizyonu kapattıktan sonra Sudan’daki iç savaş devam etse bile onun için bitmiştir. İşte bireyin yaşadığı bu evren simülasyon evrenidir. Her şey görüntülerden ibarettir ve cansızdır.’’ diyerek yaşadığımız çaresizliği gözler önüne sermektedir. Şimdi Jean Baudrillard’ın ‘’Tüketim Toplumu’’ adlı eserinden 7 önemli tespitini sizler için sunuyoruz.   

Jean Baudrillard’ın Tüketim Toplumu ile İlgili 7 Tespiti

  1. Bana fırlatıp attığın şeyi söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim.

Çoğumuzun buzdolabı, kıyafet dolabı veya ayakkabılığı aslında ihtiyacından fazlası olan ürünlerle doludur. İlk satın aldığımızda ihtiyacımız olduğuna kendimizi inandırdığımız çoğu tişört, pantolon veya ayakkabı hevesimiz geçtikten sonra bir fazlalık olarak unutulmaya yüz tutar. Aldığımız ürünler ile kendimize bir kişilik yaratmaya çalışırız. Telefonlarımız, arabalar, içtiğimiz içkiler veya sabah kahve tercihimiz bile bizim imajımızı oluşturur. Dışarıya nasıl görünmek istiyorsak ona uygun bir imaj yaratmaya çalışırız. Artık sistemin işlemesi için dönüp duran küçük çarklardan biri haline gelmişizdir.

2.Reklamlardaki ikna etme ve yutturmaca, reklamcıların utanma eksikliğinden daha çok bizim aldatılma arzumuzdan gelir.

Evet yanlış duymadınız. Farkında olarak aldatılmayı arzulayan bir hale geldik. Çünkü reklamların bize sunduğu lüks hayatı elde edemezsek bile onun bir tür yanılsamasını taktığımız saat veya giydiğimiz pantolon ile elde edebiliriz. Dizi ve reklam starları gibi havalı görünmek bizim için gerçekliğin kendisinden daha önemli bir durumda.

3.Kitle iletişimin bize verdiği gerçeklik değil, gerçekliğin baş döndürücülüğüdür.

”Her yerde “ cinselliğin patlaması” ,” erotizmin tırmanması’’ söz konusu.” diye bahseder Baudrillard. Sizler de duymuşsunuzdur; ‘’Cinsellik satar.’’ sözünü. Sistem bizi her zaman en derinimizden vurmaya çalışır. Arzu edilmek ve beğenilmek! Herkes bir manken veya yakışıklı bir star kadar seksi olmak ister. Reklamlar ise bize ürünü değil, arzuladığımız hayat biçimini satar. Baudrillard’a göre: ‘’Müşteri her zaman aynı yerden vurulmaya çalışılır: Belden aşağı. Seçkinler için erotizm, kitle için pornografi.’’

4.Tüketim, güncel dünyamızın ahlakı haline geldi.

İyi, kötü, güzel, çirkin ve ahlak gibi kavramlar televizyon starlarının hitap ettiği müşteri profiline göre belirlenir. Kadınlar tarafından sevilen bir sabah programı sunucusu, kariyer planlamacıları tarafından dizayn edilen imajları adına bar çıkışında yakalanmamalı, mümkünse çocuklarına sadık bir anne olması beklenirken, gençler tarafından tüketilen bir giyim markasının reklam yüzünün ise bar çıkışı kızlarla yakalanması, Rock’n Roll bir hayata sahip olması ürünün satışı için daha çok verimlilik gösterir.

5.İhtiyaçlar aslında üretimin ürünüdür.

 ‘’Artık ihtiyaçlar medya tarafından belirlenmekte, neyin ihtiyaç olduğunu düşünecek zamanı bulamayan tüketici, önüne sunulan alternatiflere ‘evet-hayır’ cevabından ancak birisini verebilecek kadar zamanı bularak, şuurlu olmaktan çok, gayri iradi ve şuursuz bir şekilde cevaplar üretmektedir. ‘’ diye belirtir Baudrillard. Sanayi Devrimi sonrası oluşan üretim fazlalığı, en başta orta sınıfın da bazı ürünlere ucuz yollarla ulaşmasını sağlıyordu. Ancak işin içine reklamcılar ve kitle iletişim araçları girince zorunlu olmayan ihtiyaçların, temel yaşam gereksinimi haline gelmesi sağlandı.

6.Moda, derin bir baskı karakterine sahiptir ve yaptırımı ya toplumsal başarı ya da dışlamadır.

Lise yıllarınızı hatırlayın. Sınıfınızda birkaç kişi bir montu veya telefonu aldığında sizler de onu satın almazsanız arkadaş grubunuzdan dışlanacağınızı düşünürdünüz. İşte moda tam olarak bu demektir. Dolabımızda 10 tane montumuz olmasına rağmen 11. montu seve seve almanızı sağlar. Yoksa toplum tarafından dışlanacakmışsınız imgesini yaratır.

7.İnsanlar artık, tüm zamanlarda olduğu gibi başka insanlar tarafından değil, daha çok nesneler tarafından kuşatılmış durumda

En yakın arkadaşınızın kim olduğunu düşünün. Tüm gün vakit geçirdiğiniz dostunuz, kendinizle ilgili bilgileri paylaştığınız sırdaşınız, birlikte keyifli vakitler geçirdiğiniz mutluluk kaynağınız ne? Dünya hakkında bilgi sahibi olduğunuz öğreticiniz kim? Tabii ki cep telefonları, sosyal medya, televizyon, AVM’ler ve etrafımızı kuşatan binlerce uyarıcı dolu reklam panoları. Dünya ile iletişimimizin kolaylaştığını zannederken aslında kendimize bile yabancılaştığımız bir çağda yaşıyoruz. Nesneler tarafından sadece iyi bir tüketici olmak için kuşatılmış durumdayız. Sevdiğiniz, beğendiğiniz, paylaştığınız her şey sadece tüketim döngüsünün dönmeye devam edebilmesi için!

https://www.youtube.com/watch?v=5TN_Zkf2oms

Bizi takip etmeyi unutmayın.

Please follow and like us:
Pin Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir