Yaşam Döngüsü: Pink Floyd
YAŞAM DÖNGÜSÜ: PINK FLOYD’UN HIGH HOPES KLİBİNDEKİ DÖNGÜNÜN 7 AŞAMASI
Felsefi şarkı sözleri, efsanevi albüm kapakları ve şaşırtıcı sahne şovlarıyla dünyanın en büyük müzik gruplarından biri olan Pink Floyd; sadece şarkıları ile değil klipleri ile de herkesi büyülemeyi başarıyor. 1994’te yayınladıkları Division Bell isimli albümün en son yazılan fakat en hızlı tamamlanmış olan şarkısı High Hopes; gençliği, çocukluğa duyulan özlemi, yaşam döngüsünü, grubun kuruluşu ve dağılışı gibi daha birçok şeyi anlatıyor. Bu sebeple herkesin kendince bir anlam çıkarması ve kendinden bir parça bulması kaçınılmaz oluyor.
1.Döngünün Başlangıcı
Klip, şarkının sözlerinde de geçen ‘’ayrılık çanları’’nın çalması ile başlıyor. David Gilmour’un arkasından, onun ufuk çizgisinde görünen Ely Katedrali’ne baktığını görüyoruz. Arkadan yapılan çekim nedeniyle bunun bir rüya veya bilinçaltına gidiş olduğu hissine kapılıyoruz, ki zaten klip sonuna kadar imgelerle dolu bir rüyayı andırıyor. Kamera, Gilmour’un arkasından yavaşça yaklaşırken aslında biz de onun bilinçaltındakileri görmeye başlıyoruz.
Gilmour’un bakış açısında çocukluğunun ve gençliğinin geçtiği yerler olduğunu düşündüğümüzde, karşımıza ilk olarak birer hayalet gibi St. Catherine Üniversitesi’ni dolaşan renkli bayraklar çıkıyor. Bu görüntü belki de Gilmour’un hafızasındaki geçmişe ait ilk hatıralar.
Hemen arkasından yola dökülen elmalar ise bize Adem ve Havva’nın yasak elması ile insanlığın doğuşunu anımsatıyor. Klip hem grubun hem de bir insanın yaşam döngüsünü anlattığı için elmalarla birlikte aslında bir doğuş başlamış oluyor. Doğuş ve döngünün başlangıcı…
2.Masumiyet
Döngü başladıktan sonra tekrar David Gilmour’un arkasından onun hatıralarına dalıyoruz. Bu sefer bizleri bisikletli insanlar karşılıyor. Belki de masum çocukluk anılarını ve ilk özgür olduğu anlarını anımsıyor. Kendi anımsarken bizleri de geçmişimize ve çocukluğumuza döndürüyor.
Bir sonraki sahnede ise bisikletli insanlar ile aynı çimenlerin üzerinde mezuniyet kepi olan öğrencilerin koşuşunu görüyoruz. Yeni mezun olma heyecanı ile sanki özgürce koşuyorlar çimenlerin üzerinde… Bu iki görüntü sayesinde yaşam çizgisindeki çocukluk ve eğitim süreci de tamamlanmış oluyor ve aynı zamanda döngümüzde bir yol daha kat etmiş oluyoruz.
3. Ölüme Yolculuk
Sonraki sahnede nehirden akıp giden gitarlar gösterilmiştir. Bu görsel bize Waterhouse’un ‘’The Lady of Shalott’’ tablosunu anımsatır. Bu tabloda lady, lanetlendiğini ve şehre ulaştığında öleceğini bilmesine rağmen, hapis olduğu kuleden kaçarak bindiği kayıkla şehre doğru bir yolculuğa çıkar. Aslında ölüme doğru bir yolculuktur bu. Gitarlar da aynı şekilde ölüme doğru bir yola girmişlerdir.
Hemen arkasındaki sahne ise uzun bacaklı iş adamlarını gösterir. Mezunların neşeli bir şekilde koştukları çimlerden bu sefer yüzleri yorgun ve mutsuz iş adamları geçer yavaşça. Ellerindeki kocaman iş çantaları bir bavula da benzemektedir. İş adamlarının görüntüsü, nehirden akıp giden gitarlar ve damlaların yayıldığı bir su görüntüsünün arasında verildiğinden ellerindeki çantalarla ölüm yolculuğunu bize tekrar düşündürmektedir. Adamların mutsuzluğu, yaşamın getirdiği hayal kırıklıklarının bir sonucu gibidir.
4.Son Çağrı
Klibin bu bölümünde döngünün de sinemasal bir imgesi olan daire şeklinde oturan bir grup genç ellerindeki balonları gökyüzüne doğru bırakıyor. Bunu belki de iş hayatında yaşadıkları hayal kırıklıklarından sonra özgürlülerinin de ellerinden kayıp gitmesi olarak yorumlayabiliriz.
Yine David Gilmour’u gördükten sonra alevler içinde çan taşıyan adamları ve ellerinde meşaleler olan gençleri görürüz. Alevler ve çanlar son çağrı hatırlatmalarıdır. Balonlarını bırakan gençler ise ellerindeki meşaleler ile yaşamlarına karşı bir isyan başlatmak ister gibidir, fakat belki ümitsizlikten belki de işe yaramayacağını bildiklerinden oturarak bu isyan eylemlerini gerçekleştirirler.
Ve diğer sahne, iki yaşlının birbirlerine doğru gelerek sarılmasıdır. En başta kayıp ruhlar gibi dolanırken sırtları çarpışır ve birbirlerine dönerek sarılırlar. Bu sarılma gerçekleştiğinde aralarında bulunan güneşin önü kapatılmış olur. Güneş yaşamdır, yaşamın kaynağıdır ve onun önü kesilmiştir.
5.Renklerin Terk Edişi
Yaşam çizgisi kendi yolunda ilerlerken grup içindeki dağılmalar, terk edişler de bayraklarla imgelenmiş, somut bir hal almıştır. Klipteki üç renkli bayrak David Gilmour, Nick Mason ve Richard Wright’ı temsil ederken hemen arkalarındaki siyah bayrak Roger Waters’ı simgelemektedir. Üç renkli bayrak birbiri ardına beraberce yürüyüp, dalgalanırken siyah bayrak tek başına hüzünlü bir şekilde yoluna ayrı devam etmektedir.
Bayrakların ardından ise grubun kurucusu, hatta grubun ismini koymuş olan ama daha sonra uyuşturucu bağımlılığı ve buna benzer çeşitli sebeplerle gruptan ayrılan Syd Barrett’in dev boyutlarda bir büstü görünmektedir. Ve bu büst sanki bir tabutmuşçasına simsiyah giyinen adamların omuzlarında taşınmaktadır. Böylelikle grubun kuruluşu ve dağılışı sembolik bir dil ile anlatılmıştır.
6.Geri Dönülemezlik
David Gilmour’un tekrar geriye doğru nostaljik bir şekilde bakmasının ardından, devasa boyutlardaki bisiklet tekerleğini yürüten adam ve oyuncak ayısı olan çocuğun ayısını camdan atması ile çocukluğa duyulan özlem ve bir tür geri dönülemezlik dile getiriliyor. Çocuklukta kalan anıların ve o masumiyetin yitirilişine şahit oluyoruz. Adamın tekerleği yürütürken yaşadığı zorluk ve çocuğun ayıyı kaldırırken taşıdığı ağırlığın altında eziliyor gibi görünmesi de bizlere çocukluğa duyulan özlemin ağırlığını hissettiriyor.
Nehirden geçip giden insanlar ve yüzlerindeki tepkisizliği görüyoruz. Yine o hazin son olan ölüme bir gönderme yapılırken, ‘’boatman/kayıkçı’’ olarak da isimlendirilen grubun logosu akıllara geliyor…
7. Sonsuz Bir Son
En sonunda David Gilmour, arabasının arkasındaki ‘’boatman’’ logolu balonları serbest bırakıyor. Balonlar yani sembolik anlamda ‘’grup elemanları’’, Cambridge’de başıboş dolaşıyorlar.
Oluşturulan yuvarlaklar ve kullanılan dairelerin görüntüsü ile birlikte döngünün tamamlanmış olduğunu hissediyoruz. Klip, grup elemanlarını temsil eden bayraklar ve Syd Barrett’in büstü ile sona ererken çan taşıyan adamlar yine görünüyor ve bizlere son çağrının da bittiğini hatırlatıyor.
Benzer yazılar için tıklayın.