Deha ile Delilik Arasında Seyreden Bir Yazar: HAKAN GÜNDAY

Hayatın Tek Çıkış Yolunu Yazarak Düşünmekte Bulan Hakan Günday’dan 7 Alıntı

Hakan Günday

Netflix’in yeni projesi Uysallar’ı izlemeden önce cümleleriyle ve replikleriyle hepimizi etkileyen, bazen dehşete düşüren Hakan Günday’ın romanlarından 7 alıntıyı sizler için seçtik. Keyifli okumalar!

Emre Orhun’dan Hakan Günday Portresi

Hakan Günday Kimdir?

23 yaşında ne yapacağını bilemediği için okulunun karşısındaki bir kahvehanede yazdığı ilk romanı Kinyas ve Kayra (2000) ile yazarlık kariyerini başlatan HakanGünday, ardından sırasıyla Zargana (2002), Piç (2003), Malafa (2005), Azil (2007), Ziyan (2009), Az (2011) ve Daha (2013) romanlarını okuyucularıyla buluşturdu. 2020 yılında ise çizer Emre Orhun ile birlikte Kana Diz Kana isimli bir çizgi roman ortaya çıkardı. Yazar kimliğinin yanında senarist kimliğini de gözler önüne seren Günday, Daha (2017) ve Müslüm (2018) uzun metraj film senaryolarına imza attı. IMDB’nin ‘’En Çok Oy Alan Diziler’’ listesinde güncel olarak 9.1 puan ile 24. Sıraya yerleşen Şahsiyet (2018) mini dizisinin de senaryosunu yazdı.

Son olarak bizlerin de heyecanla beklediği bir haber geldi! Netflix ekibi, Türkiye’de üretilecek ve önümüzdeki günlerde izleyici ile buluşacak yeni projelerini duyurdu! Ay Yapım tarafından hayata geçirilecek, Hakan Günday’ın kaleminden çıkan ve yönetmenliğini Onur Saylak’ın üstleneceği ‘’Uysallar’’ dizisini sabırsızlıkla bekliyoruz!

1.“Sorarlarsa, ‘Ne iş yaptın bu dünyada?’ diye, rahatça verebilirim yanıtını: Yalnız kaldım. Kalabildim! Altı milyar insanın arasında doğdum. Ve hiçbirine çarpmadan geçtim aralarından…”
-Kinyas ve Kayra-

‘’Kendimi dinlemeyi öğrenmekti bu yaptığım. Çünkü duyabilecek kadar yüksek bir ses vardı içimde. Bunu fark edince, dünya üzerindeki tüm insanlar birden yok olsa dahi yalnız kalmayacağımı anladım.’’


2. ”Yıllar önce okuduğum işe yaramaz bir kitaptaki tek işe yarar cümle şuydu: İnsanın kullandığı ilk alet, başka bir insandır…”
-Daha-

‘’Türkiye, doğusundaki aynaya bakınca şişman olduğunu, batısındaki aynaya bakınca da kemiklerinin sayıldığını düşünen, üstüne hiçbir şeyi yakıştırmayan, bulimik ve depresif genç kızdı.’’


3. ‘’Düşünce, insanın ölümsüz olan tek organıdır.’’
-Malafa-

“İlk görüşte aşka inandığım gibi, son görüşte aşka da inanırım. Ölürken yanımda kim varsa ona âşık olarak terk edeceğim dünyayı.”

“Oysa hayat, her bölümünde ayrı bir hikayenin döndüğü neşeli bir dizi değil, sonunda herkesin öldüğü ve katilin bulunamadığı sıkıcı bir filmdi.”
-Kinyas ve Kayra-


4.’’Çünkü sıfırdan hayatlarını yaratmış insanların hikayeleri kadar hayatlarından bir sıfır yaratmış olanlarınki de gösterişlidir.’’

-Piç-

“İnsanlık, kendini öldüren ilk insan tarafından ihanete uğramıştır.”

5. ‘’Mutsuzluk mutluluktan daha çok ses çıkarıyordu.’’

-Zargana-

“Ve herkes görünene aldanmaya hazırdı.
Çünkü görünene aldanmak, hayatı dayanılır kılmanın ilk şartıydı.”

6.’’ Okuduklarını reddetmeye çalışsan bile belleğin sana ihanet edecektir. Gözlerinden girip zihninden çıkan her bilgi, sahip olduklarından birini yok edecek. Benimle savaşma. Çünkü kazanırsan, kaybedersin.’’

-Azil-

‘’Düşünceler mükemmel, ancak davranışlar kusurludur.
Bir insanı sevdiğini düşünmek, ona bunu söylemek ve ardından sarılmakla anlatılamayacak kadar mükemmeldir.’’


7.’’Benim için hâlâ bir ihtimal var. Milyarda bir…. Ben de altı milyarda birdim. Milyarda bire de inanabilirdim.’’
-Ziyan-

“Doğuda kızlar kadın doğar. Ecellerinden önce ölürler. İlk yemeği anasının memesinden gelen ve yediği çanağa tükürmekte sakınca görmeyen erkek, o kadar çok kadın gömer ki, toprak bile artık dişidir. Bu yüzden toprak ana diye bilinir. Diri diri gömüle gömüle toprağı bile kadın yapmışlardır. Bu yüzden verimsiz ve çoraktır; buna da kadının intikamı denir.”

Bonus: ‘’Seni az tanıyorum…Az…’’

‘’Diyebilirsin ki bir insanı fotoğraflarından ve hakkındaki haberlerden ne kadar tanıyabilirsin? Haklısın belki de çok az… O zaman şöyle demeliyim… Seni az tanıyorum… Az…
Sen de fark ettin mi? Az dediğin küçük bir kelime. Sadece A ve Z. Sadece 2 harf. Ama aralarında koca bir alfabe var. O alfabeyle yazılmış onbinlerce kelime ve yüzbinlerce cümle var. Sana söylemek isteyip de yazamadığım sözler bile o iki harfin arasında. Biri başlangıç, diğeri son. Ama sanki birbirleri için yaratılmışlar. Yan yana gelip de birlikte okunmak için. Aralarındaki her harfi teker teker aşıp birbirlerine kavuşmuş gibiler. Senin ve benim gibi.
Bu yüzden, belki de, az çoktan fazladır. Belki de az, hayat ve ölüm kadardır! Belki de, seni az tanıyorum demek, seni kendimden çok biliyorum demektir. Bilmesem de öğrenmek için her şeyi yaparım demektir. Belki de az her şey demektir. Ve belki de benim sana söyleyebileceğim tek şeydir.’’

-Az-

-Görsellerin hepsi Emre Orhun’a aittir.

-Hakan Günday ile ilgili daha fazla bilgi için buraya tıklayınız.

-Hakan Günday kitapları için buraya tıklayınız.

Bizi takip etmeyi unutmayın.

Please follow and like us:
Pin Share

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir